Güne nasıl başlarsanız akşama kadar öyle gider. Bu yüzden güne iyi başlamak çok önemlidir. İnsan psikolojisi ve sosyal yaşam hakkında gayri ihtiyari olarak yaptığım gözlemler sonunda bu gerçeğe ulaştım.
Günü mükemmel kılmak herkesin kendi elinde. Güne mükemmel başlamak ve o günü mükemmel bir gün olarak yaşamak istiyorsanız öncelikle kendinizi biraz gözden geçirmeniz gerekecek. Monotonluklarınızı, kendinizi başkasının yerine koyup izlediğinizde göreceğiniz kötü yanlarınızı ve kalp kırmamayı başarmanız, mükemmel bir gün geçirmeye başlamak için ilk adımlarınızdır. Fakat burada bir ayrıntıya dikkat çekmek istiyorum. “kendinizi başkasının yerine koyup izlediğinizde göreceğiniz kötü yanlarınızı” derken başkalarının size söylediklerinden bahsetmiyorum. Kendi gördüğünüz kötü yanlarınızdan bahsediyorum.
Bir örnek vereyim. Şarkı söylemeyi çok seviyorsunuz. Ve şarkıyla kendinizi bir bütün içinde sunup kendinizi şarkılarla ifade ediyorsunuz. Ve bir arkadaşınız durup dururken sadece kendi egosunu tatmin uğruna size “Sesin çok kötü. Bırak artık şarkı söylemeyi” dediğinde bu onun kendi görüşüdür. Ve asla sizin kötü yanınız değildir. Bu nedenle kendinizi başkalarının sözleriyle şekillendirmeye çalışmayın. Kendi görüşünüz olsun. Kendinize saygınız olsun. Siz ne yaparsanız yapın etrafınızdakilerin bir kısmı eleştirecek diğer bir kısmı da övecektir. Aynı işlem başkalarının sizin üzerinizde yaptığı şekillendirmeler içinde geçerlidir. Bir kısmı çevrenizdekilerin sizin üzerinde yaptığı değişiklikleri takdirle karşılayacak bir kısmı da eleştirecektir. Madem her iki koşulda da hem eleştiren hem öven olacak neden kendi istediğinizi yapmayasınız?. En azından kendi zevkim kardeşim dersiniz. Yani velhasıl kelam kendiniz olun gayrisi yalan.
Madem insan güne güzel başlayınca gerisi güzel geliyor. Madem insan güzelliklerle yaşayınca güzel. Neden güne güzel başlayıp mükemmel bitirmiyoruz? Bu soruya cevap bulmak için uğraştım ama sonunda buldum sanırım. Güne güzel başlamak rast gele bir iyilik yapmaktan geçiyor. Küçük yeniliklerden ince ayrıntılardan geçiyor. Güne güzel başlamak için bize yaşadığımızı fark ettiren ve yapmaktan zevk aldığımız küçük bir ayrıntıyı gün yüzüne çıkarmamız yeterli. Kendinize bir neşelendirici bulun. Bir neşelendiriciyle başlayın güne. Neşelendiriciyi bulmak sizin şahsi işinizdir. Sizi sizden başka kimse tanıyamaz. bu yüzen kendi hoşnut olduğunuz şeyleri seçin. Mesela her sabah çay içerken bir sabah aniden portakal suyu için. Uzun zamandır aramadığınız eski bir dostunuzu arayın. Toprakta çıplak ayakla gezin mesela. Kendi kendinize karar verin ve karşınıza çıkacak olan ilk 3 kişiye iltifat edin. Sonrada onların gülümsemelerindeki paya ortak olun. Eğer arabanız varsa 3 yaya ya yol vereceğinize dair söz verin kendinize. Evliyseniz evden çıkarken eşinizi öpün. Çocuğunuz varsa “hadi kalk okula geç kalacaksın” yerine “peri kızım, canım oğlum, bir tanem, hayatımın anlamı kalk” diye uyandırın. Dinlemekten zevk alacağınız bir müzik bulun ve bu müzik hayata karşı dimdik durmayı anlatsın. Her sabah bunu dinleyerek başlayın. Hiç yapmamış olsanız bile ibadet edin. Değişikliklere açık olun. Yolda gördüğünüz ve başkalarına zarar veren bir taşı veya bir poşet parçasını yoldan kaldırın. Hayrınız kendinize değil herkese olsun. Ani sinirlenmeyin. Hapishaneler 10 saniye daha kendini tutamayanlarla dolu. Onlardan biri olmayın. Siniriniz nazınız geçenleredir. Arkadaşlarınızın kalbini kırmayın. Polise ,hakime karşı müdürünüze ,amirinize karşı kaç kez sinirlendiniz de bağırdınız?hiç. ama evde akşam yemeği tuzlu oldu diye bağırırsınız. İşte bu yüzden günleriniz kötü.
Yolda sizi mükemmel gününüzden mahrum etmek isteyecek insan müsveddeleri olacaktır. Kesinlikle hazırlıklı olun. Az önce boyadığınız ayakkabınıza basıp özür dilemeden hatta yüzünüze bile bakmadan geçebilirler yanınızdan. Söylenmeyin hemen unutun. Kaldırımda hızlı hızlı yürürken size omuz atıp geçenleri görmezden gelin. Laf dalaşına girmeyin. Kimseyle göz temasına geçmeyin. Çünkü eğer birisiyle 3 saniyeden fazla göz göze geldiyseniz. Aranızda büyük bir kavga başlamazsa büyük ihtimalle çok büyük bir aşk doğacaktır. Grupların düşüncelerine ortak olmayın. Kendi fikrinizi savunun. Doğruysa asla vazgeçmeyin. Yanlışsa hatanızı kabul edin. Ama yanlışta olsa bir fikre sahip olun. Çünkü artık koyun lazım değil. Çoban lazım. Hiçbir zaman ümitsizliğe düşmeyin. Sizi sevenleri düşünün. Sizin uğrunuzda canını verecek kadar çok seven en az 2 kişi var. Onları düşünün. Hayatın güzelleştiğini göreceksiniz. Ne kadar bencillikte deseler önce kendinizi düşünün. Çünkü siz her şeyden değerlisiniz. Güneş sizin için doğuyor. Evler, arabalar, ağaçlar, kuşlar… her şey sizin için var. Düşünsenize siz öldüğünüzde güneş doğmuş batmış bir anlamı var mı? Hükümet çökmüş, işsizlik artmış, dünya ekonomik krizde ne fark eder siz öldükten sonra? Bu yüzden önce kendinizi düşünün. Hiçbir şeyin moralinizi bozmasına izin vermeyin. Uçaklarda bile “Oksijen maskesi kullanmanız gerekirse önce kendi maskenizi alınız. Daha sonra varsa çocuklarınızın maskelerini takınız.” Şeklinde uyarlar vardır. Bunun nedeni eğer kendimizi kurtarırsak çocuğumuza daha fazla yardım edebilmemizdir. Ama eğer önce gaz maskesini çocuğumuza verirsek kendimiz nefessiz kalırız ve kendimizi kurtaramadığımız gibi çocuğumuzda ne yapacağını bilemediğinden hüsrana uğrar. Bu nedenle kendinize saygınız olsun. Kendinize verdiğiniz sözleri tutun. Kendinizle gurur duyun ve kendinizi ödüllendirin. Mesela eğer bir iş başardıysanız ufakta olsa kendinize bir hediye alın. Sevdiğiniz bir çikolata olabilir bu hediye. Böylece iş yapma azminiz artacaktır.
Kimsenin size gaz vermesini beklemeyin. Çünkü bu hiçbir zaman olmayacak. Kendi gazınızı kendiniz verin. Ne kadar iyi çalışırsanız çalışın. Ne kadar iyi işler başarmış olursanız olun etrafınızdakiler hep açık arayacaktır. Kimse yaptığınız işleri takdir etmeyecektir. Bu yüzden kendi kendinizi takdir edin. Bırakın kibirli desinler. Siz kendinizi bildikten sonra gerisi yalan.
Ve son olarak iltifat edenlere estağfurullah demeyin. Eğer o özellik gerçekten sizde mevcutsa “Çalıştım başardım” deyin. Eğer olmayan bir şey hakkında sizin bilginizi sınamak amaçlı “Söyle Bakalım Ne Biliyorsun” dediklerinde “Ben Haddimi Biliyorum” deyin. Ve susun. Bilin ki susmak en büyük cevaptır.
0 yorum:
Yorum Gönder